22 Eylül 2012 Cumartesi

Hebele hübele!

Canım yazmak istedi. Ne yazacak bir şeyim vardı, ne de vaktim aslında... Yapılması gereken tonla iş... Bitirilmesi gerekenler... Tuvalete gitmem gerekiyordu ayrıca, çatlamak üzereydim... Ama ben yazmaya başladım.


Geçmişte tonla laf ettim "pas silmece", "motor açmaca", "geri dönmeye çalışmaca" kıvamında. İki bişiler karalayıp sırra kadem bastım yine sonrasında.

Bu sefer bu lafları etmeden, damdan düşercesine yazdım iki kelam. Şimdi de öyle yapasım var ama gerçekten diyecek bir şeyim yok yahu!

Diyeceksin ki "Vay be herifteki keyfe bak, şikayet edeceği bir şey bulamıyor!"... Olur mu yahu, tonla! Bi anlatmaya başlasam... Yok, öyle ulu orta bıdırdanılacak meseleler değil maalesef.

"E peki keyifli bişiler de mi olmuyordur o vakit :(" dersen de alacağın cevap olumsuz: Yoo, oluyor aslında, hemi de tonla :)

"E madem öyle, nasıl yazacak bir şeyim yok dersin, bre zibidi!" dersin ve "haklısın aslında" derim ben de...

Aslında yazacak şey çok da, bende yazacak keyif veya keder yok!

Hadi böyle hızlısından, ama harbici hızlısından bir özet geçeyim ben sana.

Aslında bu anlatacaklarımın bir çoğundan haberdarsındır eğer bizim cadının blogunu takip ediyorsan.

Bakalım en son nerede kalmışız.


Oyyy oy oy, şöyle bir dönüp baktım da, Ocak 2009 dan sonra hiç bir önemli olaydan, hayatımdaki değişiklikten vs. bahseden bişiler yazmamışım. Aboovvv...

Madem öyle hadi bakalım. Kollar sıvandı, parmaklar klas bir hareketle çıtlatıldı. Başlıyoruz...

2009 hayatımdaki en büyük milat aslında ve ben o sıralar adam akıllı yazmayı bırakmışım, cadı ne dese haklı bu konuda :)

-- 2009 Ocak'ının 31'isinde yazdığım bir mektupla yeni hayatıma adım atmış oldum, cadı resmi olarak hayatımdaydı artık.

-- 17 Mart'ta Alamanya yolu gözüktü bana, cadıya sarılmaya gittim :) Oradaki maceraları cadı güzel güzel yazdı, okumayanlar oradan okuyabilir. (Şimdi buradan bi linkle zırt diye oraya alırdık sizi ama maalesef şartlar buna müsaade etmiyor. Çok merak edenler bulur zaten bea:) )

-- 31 Mart'ta cadı da benimle dönmeye karar verdi, en acilinden toparlanması, bilet alması falan derken başım dönmüştü valla. O zamanda anlamalıydım bu cadının oradan oraya jet hızında koşarken beni de peşinde perişan edeceğini :) Benim gibi tembel bir adam nasıl ayak uyduracaktı ki bu cadıya.

-- 1 Nisan şakası olarak bir cadı armağan ettim Ankara'dakilere :D

-- 9 Nisan'da cadı Kayseri'ye gelir ve macera başlar.

-- 23 Nisan, neşe doluyor insan, kahvaltı masasında şaşırtıyor arkadaşlarını insan, evlenmeye falan karar verdiğini söyleyip :D

-- 22 Mayıs, ilk yüzükler takıldı, poğaça yenen sade bir törencik ile :) Sözleştik :)

-- Haziran başı bir Almanya daha yaptık cadının bir önceki acil dönüşünde orada burada bıraktığı eşyaları toplayıp, yurt odasını kapatıp, işte ıvır zıvır ne varsa halledip kesin dönüş yapmak için.


Sonrası koştur koştur, gez gez... Tonla şey tabii ki, koca 3 yıldan bahsediyoruz yahu. Şimdi fark ettim, 3 yıl!!!

Devamı da gelecek efem, bunun gibi özetler halinde de, bazı olaylar hakkında biraz daha ayrıntılı şekilde de...

Şimdilik bu kadar yeter!

Hade selametle...







Hiç yorum yok: